8 Aralık 2008 Pazartesi

Ne Zulüm Gördük

Aslanlar Köyü Kale ve Gurgur Tepe arasında Mısır tarlası üzerinden günbatımı


Üniversite yıllarımda özellikle Karadenizli ve Güneydoğu Anadolu’dan arkadaşlarım çoğunluktaydı. Yemek kültürü konusunda sık sık tartışmalara girerdik. En çokta Karadenizli arkadaşlara takılmayı severdim bu konuda çünkü inatlaşma huyları, tartışmayı zevkli kılardı. Sık sık lafı hamsiye, karalahana dolması ve turşusuna, mısır ekmeğinin lezzetine getirirlerdi. Benim iddiam ise şuydu;
-“Arkadaşım eldeki malzeme belli, karalâhanayı alta hamsiyi üste koyacan olacak sana bi yemek. Hamsiyi alta karalâhanayı üste koyacan olacak başka yemek! Malzeme olmayınca altüst edip bir isim vereceksin” Yine böyle bir didişme esnasında Rizeli Fatih Temizel,
-“Ya Mısır Ekmeği..? Karadenizin mısırının lezzetini hiçbir yerde bulamazsın da!” Cevabımız hazırdı tabii,
-“Dostum. Bu Karadenizde hasbelkader mısır yetişmesindendir. Yoksa mısırın sıcak iklim ve bol güneş sevdiğini az çok tarım bilgisi olan herkes bilir. Buğday yetişmeyince mısıra talim ediyorsunuz yani..!
-“Sen mısır ekmeğinin lezzetsiz mi olduğunu söylüyorsun?
-“Hayır kimse elinin altında kar gibi buğday unu varken mısır ekmeği pişirmez diyorum. Mısır ekmeği sıcakken tereyağıyla çok iyi ve leziz olur ama aradan bir gün geçtiğinde adamın kafasına vursan öldürür. O derece sert olur yani” Fatih, Karadenizli inadıyla tartışmayı sürdürmeye kararlıydı;
-“Yani biz yokluktan mı mısır ekmeği yiyoruz? Delisin sen? Mısır ekmeğinin tadını bilmediğinizden böyle konuşuyorsunuz!” Tartışmayı bitiren cümle rahmetli nenemin hep söylediği bir sözü aktarmam oldu;
-“Rahmetli nenem, ‘2. Cihan harbinde az buçuk kıtlık çekildi. Askeriye tedbir için erzak depoladı. Buğdaylar harman yerinden jandarmaya verildi. Unsuz kaldık. Mısır ekmeği yedik. Ne zulüm gördük ne zulüm’ derdi hep!” Son cevabımla susmak zorunda kalsa bile Fatih Temizel asıl şaşkınlığını Aslanlar Köyümüze beni ziyarete geldiğinde yaşadı. Aslanlar ovasındaki mısır tarlalarını gördüğünde bana şaşkınlıkla,
-“Kardaş bunlar ne böyle, azman gibi?” sorusunu yöneltti. Çünkü mısır Karadenizde ortalama 1.5 - 2 metre arasında boya erişirken, Aslanlarda 2.5 - 3 metre boyunda mısır tarlaları onu şaşırtmıştı. Eeee bende fırsattan istifade çaktım cevabı;
-“Bak arkadaşım bunlar mısır ağaçları. Hasadı gelince merdivenlerle toplarız sömekleri!


Cenk SARIGÖL

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

hakaret, küfür, aşağılama içermeyen yorum yazacağız.